Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,4642 | 34,5263 | |
EURO | 35,9849 | 36,0497 | |
Milli bayramlarda, devlet törenlerinde, okullarda, spor müsabakalarında, milli günlerde, milli açılışlarda, milli törenlerde, milli kutlamalarda hep bir ağızdan seslendirdiğimiz İstiklâl Marşı, yaşadığımız günlerin mimarlarını, kim olduğumuzu ve gücümüzü hatırlatıp gelecek günler için şevk veriyor.
İstiklâl Marşı 100 yaşında...
Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklâl Marşı, 12 Mart 1921'de TBMM'de Türkiye'nin ulusal marşı olarak kabul edildi.
İstiklâl Marşı'nın kabul edilişinin 100'üncü yılı, Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle 'Mehmet Akif ve İstiklâl Marşı Yılı' olarak kutlanıyor.
Mehmet Akif Ersoy, Kurtuluş Savaşı'nda cephedeki askerlerle cephe gerisindeki halka şevk ve moral verecek şiirin belirlenmesi için açılan Ulusal Marş Yarışması'na para ödüllü olduğu için katılmak istemedi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası olmasaydı büyük bir ihtimalle Türkiye'nin ulusal marşı, başka bir şairin başka cümlelerle başlayan bir şiiri olacaktı.
İstiklâl Marşı'nın Türkiye'nin ulusal marşı olarak kabul edilmesinden sonra sıra Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı şiirin bestelenmesine gelmişti. Bu amaçla açılan yarışmaya 24 besteci katıldı. Ne var ki o günlerde bir değerlendirme yapılamadı. Bunun sonucunda güfte, ülkenin çeşitli yerlerinde yarışmaya katılanların besteleriyle farklı farklı okunmaya başlandı.
1924'te toplanan seçici kurul, İstiklâl Marşı'nın ülkenin her yerinde Ali Rıfat Bey'in bestesiyle okunmasını kabul etti. 1930'a kadar da Ali Rıfat Bey'in bestesiyle okundu. 1930'da İstiklâl Marşı'nın bestesinde değişiklik yapıldı. Dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı beste, İstiklâl Marşı'nın yeni bestesi olarak kabul edildi.